İstanbul Proje Koordinasyon Birimi; İPKB olarak, İSMEP Projesi kapsamında her yıl milyonlarca hastaya hizmet veren hastanelerimizi deprem sırasında bile sorunsuz çalışabilecek hale getiriyor; daha kaliteli hizmet verebilmeleri için modern bir yapıya kavuşturuyoruz.
Deprem gibi çalışma şartlarını zorlayan durumlar kuşkusuz hastaneler için de geçerlidir. Bu açıdan, hastanelerimizin deprem anında bile sorunsuz hizmet verebilmelerini sağlamak için bugüne kadar 115 hastane ve poliklinik binasında güçlendirme ve yeniden yapım çalışmalarını yaptık.
İstanbul’un en fazla hasta tedavi eden hastaneleri arasında bulunan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Ümraniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nin yeniden yapımı ile birlikte, yaklaşık 5,5 milyon kişiye hizmet verir hale getiriyoruz.
Yeniden yapılan hastanelerimizde, uluslararası Yeşil Bina kriterlerine uygun (LEED Gold Sertifikası) çalışmalar yaparak, sadece ülkemizdeki diğer hastanelere değil, dünyadaki tüm sağlık kampüslerine örnek oluyoruz .
Deprem Sırasında Bile Operasyonlar Durmayacak
Başta ameliyathaneler olmak üzere tüm hastanenin deprem sırasında da çalışmalarına sorunsuz devam etmesini sağlıyoruz. Kullandığımız yapı elemanları ve uygulanan mimari özellikler ile depremde yaşanabilecek zararın minimumda tutulmasını amaçlıyoruz.
Hastanelerimizde kurulacak otomasyon sistemleriyle, kritik bir konu olan enerji kesintisini anlık olarak takip ederek acil durumlarda yaşanabilecek olumsuz olayların önüne geçiyoruz.
Hastanelerimizde depreme karşı dayanıklılık için “Sismik İzolatör Teknolojisi”nden faydalanıyoruz. Kullanılan izolatörlerle binaya gelecek deprem yükünün büyük bir kısmını izolatör katında sönümleyerek üst katlara yansıyacak deprem etkisini düşürüyoruz. Bu sayede hastanelerimize deprem anında bile ameliyatların kesintisiz bir şekilde devam ettirilebilmesi yeteneği kazandırıyoruz.
Her Alanda Verimliliği Ön Planda Tutuyoruz
İPKB olarak yaşanabilir bir dünya için çevrenin öneminin farkındayız. Kaynak ve enerji kullanımında sistemin bütünsel bir tasarruf döngüsü içinde çalışması gerektiğini biliyor ve sürdürülebilir bir dünya için bu hastaneleri modern dünyaya uygun özelliklerle tasarlıyoruz.
Binaların cephelerinde üst düzey ısı yalıtım ürünlerinden faydalanıyor, cam ve duvar oranının ideal çizgide olmasını sağlıyoruz. Yüksek performansa sahip camlarla, güneş ısısının az ama ışığının çok girmesini sağlayarak aydınlık bir ortam sağlıyor, aynı zamanda aydınlatma maliyetlerini düşürüyoruz. Yine dış cephede kullandığımız gölgeleme ekipmanları sayesinde soğutma yüklerini azaltarak, ısıtma ve soğutma için kullanılan enerjiyi minimumda tutuyoruz.
Hastaneler için hazırlanan trijenerasyon sistemi ile kullanılacak elektriğin önemli miktarını kendimiz üretiyor, trijen motorlarından aldığımız atık ısıyı hem ısıtma hem de soğutma için kullanıyoruz.
Yapı içinde mümkün olan her noktada ısı geri kazanımını sağlıyor, gelişmiş bina otomasyonu sayesinde tüm binayı etkin bir şekilde yönetiyor ve takip ediyoruz.
Aydınlatma ekipmanlarında verimlilik oranı yüksek armatürlerden faydalanıyor, günışığı ve harekete duyarlı aydınlatma otomasyonu sistemleriyle gereksiz enerji tüketimini azaltıyoruz. Bunu yaparken uluslararası EN ve ASHRAE standartlarına uygun aydınlatma seviyesi kriterlerini yerine getirmeye özen gösteriyoruz.
Hastane içinde enerji tüketimi yüksek olan ameliyathaneler, mutfak, ısıtma merkezi, soğutma üniteleri ve bilgi işlem sunucu odalarının her birinin enerji tüketimini ayrı ayrı olarak takip ediyor, yeni teknoloji sayaçlar ve kalorimetreler ile aktif bir kontrol olanağı sunuyoruz.
İç mekanlarda insan sağlığına zarar vermeyen boya ve yapıştırıcılar kullanılmasının yolunu açıyor, İç Hava Kalitesi Yönetim Planı ile bina içlerinde uygun ortamın kurulmasını sağlıyoruz. Tüm bu önlemler ile Göztepe, Kartal ve Okmeydanı hastanelerinde ASHRAE tarafından referans olarak kabul edilen verimlilik oranının yüzde 30 üzerine çıkmayı hedefliyoruz.
Bina içi kadar bahçe alanlarında da verimlilik odaklı hareket ediyoruz. Az su isteyen peyzaj tasarımıyla su verimliliği sağlıyor, damla sulama sistemi ile fazla su kullanımının önüne geçiyoruz. Mutfak ve medikal ekipman altyapılarında uluslararası Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA) belirlemiş olduğu standartlara uygun armatürler kullanıyoruz. Bu sayede üç hastanemizde de, hedeflediğimiz kişi başına düşen yıllık su tüketimiyle EPA standartlarına göre yüzde 20 oranında daha iyi bir performans elde etmeyi hedefliyoruz.
Sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımımızı bina içleri ve bahçe kadar çatılar için de gösteriyoruz. Üç hastanede büyüklüğü 7 bin metrekareyi geçen yeşil çatılar ile hem doğa dostu bir yapı oluşmasını sağlıyor hem de yalıtım kalitesini yükseltiyoruz.
Otopark alanlarımızda elektrikli araçlar için şarj noktaları oluşturuyor, ayrıca emisyon oranı düşük olan araçların faydalanmasını sağlayan alanlar açıyoruz. Bununla birlikte çalışanlarımız için oluşturduğumuz bisiklet parkları ile kampüsler içindeki ulaşımın da çevre dostu olmasını sağlıyoruz.
İnşaat Atık Yönetimi ile eski binadan çıkan yıkım atığının geri dönüşümünü sağlıyoruz. Bununla birlikte yeni kampüste atık geri dönüşümü için sistematik bir altyapı kurguluyoruz.
Gerçekleştirdiğimiz tüm bu çalışmalarla yalnızca ülkemizdeki diğer sağlık odaklı binalara değil, tüm kamu binalarına ve dünya genelindeki tüm hastanelere de örnek olmayı amaçlıyoruz.